DOMUZ
Yaban domuzundan ve avlanmada dikkat edilecek birkaç husustan bahsedeceğim.Aslında bu yazının tarımla ilgili olması gerekiyordu ancak çiftçilerimizden gelen şikayetlerin oldukça artması bu konunun acilen ilgilenilmesi gereken konulardan olduğunu bana göstermiştir.Yaban domuzlarının İslami değerler açısından değerlendirdiğimizde haram olduğunu hepimiz biliyoruz.Haram olanında faydası olmayacağına göre yaban domuzlarının itlafının bir sakınca doğurmayacağını düşünmekteyim.Sadece haram olması benim böyle düşünmeme neden olmadı tabiî ki. Zararı o denli büyük ki bunları teker teker anlatmaya çalışacağım.
Genelde ormanlık arazileri mesken tutan domuzların Orman Müdürlükleri açısından önemi olduğunu biliyormusunuz.Peki ne kadar önemli
Domuz bulunduğu yerde eşinen burnuyla toprağı karıştıran bir canlı.Şimdi bu canlının çam ağacı tohumlarını toprağa gömdüğü için sürek avının yasaklandığını biliyormusunuz.
Peki domuzun bu faydasının yanında ne kadar zarar verebildiğine bir bakalım
İskilip ilçemizin dağ köylüklerinden başlayalım
buğday tarımı
dağ bölgesinde yapılan buğday tarımında domuzdan dolayı yüksek verimli kılçıksız buğday ekilemediğini biliyormuydunuz.Bu bölgedeki çiftçimizin arazilerinden kaldırdıkları mahsülün 200 kg ı geçmediğini ,zaten arazi varlığının az olduğu alanda geçimini sağlamak amacı ile evini bırakıp göç eden yada çalışmaya gitmek zorunda kalan çiftçilerimiz olduğunu
nohut tarımı
nohutun olgunlaşma periyodunda bir salgın hastalık gibi gelip araziyi talan eden domuzun çiftçiye zararını anlatamam
mısır tarımı
sanki mısırın sulandığını haber almışcasına mısır tarlalarına girip mahsülü kullanılamaz ettiğini
meyvecilik
meyvenin dalını kırıp yere düşürdükten sonra yediğini
çeltik tarımı
çeltik göllerinde suyun çamurun içinde oyun aynayacağım diye yılda ne kadar çeltik alanını dümdüz ettiğini
patates tarımı
patatesleri söküp yediğini
zararlarını yazarken yoruldum
Devlet tarım alanlarına bir çok destekte bulunmakta. Bunun nedeni verim ve kalite artışı sağlamak. Yani ürettiğimizin bizlere yeterli olması ve fazlasının da olması arzu ediliyor.İthal ettiğimizde ürettiğimiz ürünümüzün değerlendirilemediği ortada. Olayı lokal olarak değil bir bütün olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Verimi azaltacak mahsule zarar verecek her türlü olumsuz etkinin (doğa olayları hariç tabiî ki ) ortadan kaldırılarak mahsulü garanti altına almak gerektiğine inanıyorum. Bu durumda yaban domuzu verim için bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğada yaban domuzunun çoğalmasını kontrol altına almak için Cenabı Allahın yarattığı kurtların arazilerimizde olmadığını düşünürsek çoğalmasını engellemek için bir şeyler yapmamız gerektiğini görürüz
Yaban Domuzu denilen hayvan mısır – nohut – mercimek – buğday – çeltik – sebze – tarlalarına girerek büyük zayiatlara neden olmaktadır. Mahsul tehlikeye girmektedir. Çiftçi mahsulünü korumak için bireysel olarak mücadele etmeye çalışmakta ancak sonuç alamamaktadır.Tüple çalışan ve top sesini andıran ve belli dakikalarda patlayan aletler kullanmakta.Ancak sese alışan domuz bir süre sonra yine bildiği en iyi şeyi yani yıkıp dağıtmaya devam etmekte Çiftçimizin durumu malum . Zor bir iş yapmaktalar ve çiftçimiz olmasa ülkemizde ekonomi allak bullak olur. Bunun için çiftçimizi korumamız gerek. Çiftçimizin birim alandan daha fazla ürün alabilmesi için gerekli şartları oluşturmamız gerek. Yaban domuzunun kendi pisliğini yemesi dışında ne faydası var.
Bu yaban domuzlarının önlenemez gidişatına bir dur diyebilmemiz gerek. Bu konuda girişimler yapılmış ancak memleketimize gelen avcılara gerekli konularda yardımcı olunmadığı için sonuç almak mümkün olmamış.
Yaban domuzu avı ülkemizde başlıca 2 şekilde yapılır. Bunlardan biri bek avı, diğeri ise sürek avıdır.
Bek avı yıllardan beri süre gelen bir avlanma şeklidir. Bu av sabah gün doğarken veya akşam gün batarken yapılabilir. Her iki avlanma zamanında da yaban domuzunun yemlenme ihtiyacı göz önüne tutulur. Dolayısıyla ekili alanların yakınları avlanmak için ideal arazi parçalarıdır. Bütün günü ormanda aç geçiren yaban domuzu gün batımıyla beraber karnını doyurmak için bağ, bahçe veya ekili alanlara gitmek mecburiyetindedir. Bu alanlara hangi yollardan gittiği yumuşak topraklarda bıraktığı izden kolaylıkla anlaşılabilir. Avcı bu yolaklar üzerinde beklemek suretiyle avını gerçekleştirebilecektir. Dolayısıyla “bek avı” tabiri bu avın doğasından kaynaklandığı için bu ismi almıştır. Dikkat edilmesi gereken en önemli husus iyi saklanabilmektir. Yaban domuzlarının çok iyi derecede koku alma ve ses duyma özelliklerinin olduğu hiç hatırdan çıkarılmamalıdır. Bu avda sessizlik, çok önemlidir. Bek avı yapılacaksa sigara içilemeyeceği gibi parfüm ve deodorant kullanılmamalıdır. Bu avda av köpeği kullanılmaz
Belirli bir bölgede yaban domuzu popülasyonunun artması halinde pek çok avcının bir araya gelmesi suretiyle yapılan avlanma şeklidir. Yöre avcıları yaban domuzunun yaşama alanlarını ve yataklarını gayet iyi bilirler. Bu avda yöre avcıları genellikle süren yaparken bu ava katılan diğer avcılar (misafir) bek yaparlar. Bu görev bölümünü bu avın organizasyonunu yürüten avcıbaşı yapar. Dolayısıyla sürek avı sırasında “bek” yapacak avcılar var sayılan kaçış noktalarına avcı başının talimatıyla yöre avcıları tarafından özenle yerleştirilirler. Bu aşamada misafir avcıların (bek yapacak olanlar) sahip oldukları silahlar ve kişisel yetenekleri göz önünde bulundurulur. Örneğin yivli silah sahibi bir avcı açık bir alanı kontrol edecek şekilde araziye yerleştirilir. Çünkü yaban domuzlarının hangi dereden veya hangi taşın dibinden geçit yapacağı ancak yöre halkı tarafından bilinebilir. Sürek yapacak avcılar (sürenciler) ise arazinin yapısına göre aynı hizada olmak kaydıyla belirli aralıklarla ve aynı yürüme temposuyla avcıbaşının başlama işaretiyle beraber araziye girerler. Bu yürüyüş esnasında olabildiğince ses çıkarma gayreti içinde olurlar. Bu da yöreye göre davul ve teneke çalmak veya havaya silah atmak suretiyle olabilir. Avcıbaşı bu yürüyüş kolunun tam ortasında bulunur. Sürencilerin yönlendirilmesi avcıbaşı tarafından yapılır. Bu avda yoğun şekilde köpek kullanılır. Sürencilerin süren esnasında kuru sıkı dolu kullanması tercih edilir. Gürültü çıkarmak maksadıyla gerçek mermi kullanılacaksa bu atışlar doğrudan havaya yapılmalıdır.
Önceden bek yerine yerleştirilen avcılar sürek avının hangi saatte başlayacağını bilmek zorundadırlar. Başlama saatinden sonra sessizlik şarttır. Bek yapan her avcı sağındaki ve solundaki avcılarla olan mesafesini bilmek ve korumak zorundadır. Av başlamadan evvel seslenmek suretiyle çevresindeki arkadaşlara kendisinin nerede olduğunu kesin şekilde belirtir. Ayrıca o da diğer arkadaşlarının nerede olduğunu net bir şekilde bilmek zorundadır. Bek yapan avcıların kırmızı veya oranj ağırlıklı kıyafet taşımaları kendi can emniyetleri bakımından önemlidir. Bekleme sırasında yaban domuzlarının tahmini geliş istikametini bildiği için nerelere atış yapıp yapamayacağını plânlamak zorundadır.
Sürek avının başlama saatinden sonra ilk silah sesleri ve köpek havlamaları sürencilerin kendisine olan uzaklığı tahmini olarak belirler. Rutin köpek sesleri değiştikçe yaban domuzlarının bek yapan avcıya her an daha çok yaklaştığı düşünülmelidir. Bunun bir diğer delili tilki veya benzeri av hayvanlarının bek mahallinden öncelikle geçmesidir. İşte bu aşamada bek yapan avcıların bu hayvanlara atış yapmaması gerekmektedir.
Avlanan domuzların gömülerek ortadan kaldırılması gerektiğini unutmayalım.Domuzların leşi gömülmez ise birçok hastalığa neden olmaktadır. İyi bir şey yapalım derken kötü sonuçlanmasın. Avladığınız domuzu gömün ki hastalık oluşmasın.Hatta üzerine kireç dökülmesinde fayda vardır.
Domuz avı İskilip te başlamalıdır.
Saygılarımla
Ayhan Uslu
Ziraat Mühendisi
ayhanuslu2001@hotmail.com
|