KINALI KEKLİĞİN kökünü kuruttuk cezasını çekiyoruz…!!!
Bugün Sayın İsmet Uslu ile sohbetimiz esnasında konu konuyu açtı.Ve tarıma geldiğinde en çok zararın buğdayda olduğunu konuştuk.İsmet Bey İskilip Esnaf Odası ve Kefalet Kooperatifi başkanı olmasının yanında iyi bir esnaf ve hububat ile zahire ürünleri alım satımı yapmakta.Alımını yaptığı ürünlerden biri olan ve Memleketimizde en çok üretimi yapılan ürün tabiî ki hububat.Yani Buğday.
Bunun en önemli sorunu ne
Tabiî ki SÜNE zararlısı
Nasıl mücadele yaparız bununla diyerek başlayan bu sohbette İsmet Bey kekliğin bu konuda başarılı bir yöntem olduğunu söyledi.Ne yalan söyleyeyim kekliğin bu konuda başarılı bir yöntem olduğunu bilmiyordum.Araştırdım . Bilgili Ziraat mühendisi büyüklerime danıştım.Tecrübe ayrı bir şey.Öğrenmenin yaşı yok.Ziraat mühendisiyim.Yıllarca Marmara bölgesinde ve Antalyada çalıştım , inşa ettim , ürettim yani bizzat uyguladım şimdi memleketimde doğru olanı öğretmeye çalışıyorum..Ancak her şeyi bilmek mümkün değil.
Hiç aklıma gelmezdi keklik denilen kuşun avcılık dışında insanoğluna bu kadar faydalı olduğu.
Bu konuda ufkumu açan Sayın İsmet USLU’ya ne kadar teşekkür etsem azdır.
Zamanında Devlet tam bir ordu kurmuş... 54 uçak, 322 motorlu taşıt, 465 tim... Ne için biliyor musunuz?.. Süne için! 10 trilyon para harcanmış.
Sonuç
Maalesef ki YOK!
Buğdayın sütünü emerek beslenen süne, buğdayımızı berbat ediyor. Bu başımıza niye geldi biliyor musunuz? Dağlarda, sünenin düşmanı keklik bırakmadığımız için. Keklik nesli azaldı, çok yerde tükendi, tarlaları süne bastı. Çünkü keklik, sünenin doğal düşmanı. Süne belası öyle büyüdü ki, mücadele için yeniden kekliklerin çoğalmasını beklemek olmaz. Şimdi size bir döküm vereyim:
Süne ile savaş bölgesi 15 milyon dekarlık bir alan... Bütçesi 10 trilyon! Savaş gücü 54 uçak, 3 bin 527 yer aleti ve 322 motorlu taşıt, bin 500 teknik eleman, 91 kontrolör, 22 denetim elemanı, 465 ekip... Bu süne ile mücadele ordusu! Peki sonuç? Efendim yetkilileri söylüyor: 'İstenen sonucu vermedi."
Neden, çünkü, mücadelenin doğal kuvvetleri ortada yok! Kekliklerin köküne kibrit suyu ektik. Suni kuvvetlerin çok başarılı olmayacağı kesin ama bu kadar zayıf bir sonuçta başka bir faktör daha var:
Çiftçi
Her yıl milyonlarca ton buğday, süne yüzünden hayvan yemi oluyor. Ama çiftçimiz süneli buğdayı iyi buğday fiyatına devlete sattığı için süne ile savaşmak istemiyor.
Olmadı...
Şimdi akıllanıyoruz. Devlet bu yıl süneli buğdaya daha düşük fiyat verecek.
Türkiye'de normal hava koşullarında her yıl 17 - 18 milyon ton buğday yetiştiriyor. Sıkıntımız yok. Kendimize yetecek, hatta bir miktar ihraç edecek kadar buğday yetiştiriyoruz. Ama kalitede önemli sorunlarımız var.
En önemlisi de süne. Boz, toprak renginde bir santim kadar büyüklüğünde tombul bir böcek. Tarlalarımızı sarmış durumda.
Kışın barındığı dağlardan tepelerden ilkbaharda tarlalara iniyor. Buğday yapraklarının altına 150 - 200 yumurta bırakıyor. Yumurtadan çıkan yavruları körpe buğday danelerin sütünü emerek buğdayı rezil ediyor. Sonbaharda tekrar dağlara çekiliyor.
Suriye ile ittifak cephesi
Bir ara süne ile mücadele de keklik kullanılması da düşünülmüş. Çünkü keklik sünenin doğal düşmanı. Sonbaharda dağlara çekilen süne, keklik için iyi bir besin kaynağı. Çalıların diplerinde, kuru dallar ve yapraklar altında barınan süneyi yiyen keklik, bu zararlıyı baskı altında tutarak aşırı çoğalmasını önlüyor.
Ancak son yıllarda gerek çevre kirliliği gerekse yanlış av yöntemleri yüzünden dağlarda keklik kalmadı. Doğal denge bozulduğu için sadece süne değil daha başka zararlılar da çoğaldı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Orman Bakanlığı'nda keklik ile süne mücadelesi yapılmasını isteyen uzmanların çalışmaları sürüyor. Ancak henüz bu konuda bir uygulama yapılmıyor.
Aslında olması gereken yani yapılması gereken nedir biliyor mu sunuz?
Her köy bu durum için ayrı ayrı mücadele yapmalı.Nasıl mı ?
Her köy ortalama 25-30 çift kekliği arazilerinde serbest bırakarak ve avlanmayı yasaklayarak kekliğin çoğalmasını sağlar ise bir yıl içerisinde oluşacak keklik populasyonu bölgemizde yeterli duruma geleceğinden 2008 yılını sünesiz buğday üretmiş olarak bitirebiliriz.
Buğdaylarımızın %85-90 ı süneli.
Yani
Buğday 400 iken bizm buğdayın fiyatı 330-350 lira olacaktır.Fark küçük değilmi.Ne olacak bu kadar farktan diyen olacaktır.Ama unutmayalım.Memleketimizde(İskilip) 2006 yılında üretilen buğday tamı tamına
35 000 000 kilo.
Bakınız süneli buğday üretimi var olan bir gerçektir.
Bu gerçeği hiçbirimiz inkar edemeyiz.
Genel olarak hep devletten bekleyen bir toplumuz.Yani hem iyi ve kaliteli ürün yetiştirmek için çaba sarf etmiyoruz hemde ürettiğimiz ürünü birinci sınıf fiyatından satmak istiyoruz.Şimdi burada yapılması gereken görev bir koordinasyon merkezi kurulup her köyün bu koordinasyonda görevini bildirmek ve mücadele için ortak bir karar alınması gerekmektedir.
Nasıl mı ?
Tabiî ki her şeyi devletten beklemeyi bırakarak işe başlayabiliriz.Yahu yıllık memleketimiz olan İskilibimizde süneli buğdaydan dolayı zararımızı size söyleyeyim mi?
1 200 000 000 000 – 1 900 000 000 000 Türk Lirası
Yazık değil mi
Bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor.
Ancak bunu devletten beklemeyin.Devletten bekleyeceğiniz tek şey bizleri bir arada tutması olabilir.Zarar senin benim cebimden çıkıyor.O zaman mücadele yapması gereken bizleriz.